Merhaba! Bugün sizlere son yıllarda hızla yaygınlaşan bir terapi modelinden, teleterapiden bahsedeceğim.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte psikolojik destek artık çevrimiçi platformlarda da sunulabiliyor.
Pandemi süreciyle birlikte terapistler ve danışanlar arasındaki iletişim giderek daha fazla ekranlar üzerinden gerçekleşmeye başladı.
Peki, bu dijital ortamda mahremiyet ve etik sınırlar nasıl korunuyor?
Girne psikolog Onur Aydın’ın da vurguladığı gibi, teleterapi yalnızca bir teknoloji ürünü değil; aynı zamanda güven, etik ilke ve profesyonellik temellerine dayanan modern bir terapi biçimidir.
💻 Teleterapi Nedir ve Neden Önemlidir?
Teleterapi, modern psikolojik desteğin dijital ortama taşınmış halidir.
Terapist ve danışanın fiziksel olarak aynı ortamda bulunmasına gerek kalmadan, video konferans, telefon görüşmesi veya güvenli mesajlaşma üzerinden psikoterapi seanslarının yürütülmesini sağlar.
Bu sayede bireyler; zaman, ulaşım veya mekân kısıtlaması yaşamadan terapiye katılabilir.
Özellikle pandemi döneminde popülerleşen online terapi, bugün artık sadece zorunluluktan değil, bilinçli bir tercih olarak da öne çıkıyor.
Evinde, ofisinde veya yurt dışında yaşayan birçok kişi, Girne psikolog desteğiyle teleterapi yoluyla profesyonel yardım alabiliyor.
Teleterapi, bireyin konfor alanını koruyarak terapiye katılımını kolaylaştırır.
Bu yöntem, özellikle sosyal kaygı yaşayan, fiziksel rahatsızlıkları olan ya da yoğun iş temposuna sahip kişiler için oldukça avantajlıdır.
Ayrıca, coğrafi sınırları ortadan kaldırdığı için, Girne psikolog gibi alanında uzman bir terapistten dünyanın herhangi bir yerinden destek almak mümkündür.
🌐 Teleterapi Sürecinde En Sık Sorulan Sorular
Teleterapinin sağladığı kolaylıklar kadar, etik ve mahremiyetle ilgili bazı endişeleri de beraberinde getirdiği bir gerçektir.
Bu noktada danışanların en sık sorduğu sorular şunlardır:
🔹 “Mahremiyetim nasıl korunacak?”
🔹 “Etik sınırlar nasıl belirleniyor?”
🔹 “Verilerim güvende mi?”
Bu sorular son derece doğaldır, çünkü terapi süreci kişinin en mahrem duygularını içerir.
Girne psikolog Onur Aydın, bu sorulara net bir yanıt veriyor:
“Teleterapide gizlilik, yüz yüze terapide olduğu kadar titizlikle korunur.
Tüm görüşmeler şifreli, güvenli platformlar üzerinden gerçekleştirilir ve hiçbir kayıt üçüncü kişilerle paylaşılmaz.”
🔒 Teleterapi Güvenliği Nasıl Sağlanır?
Teleterapi sürecinde danışan güvenliği üç temel ilkeye dayanır:
-
Güvenli Teknoloji Kullanımı:
Teleterapi seansları, uçtan uca şifreleme özelliğine sahip platformlar (örneğin Zoom Healthcare, Doxy.me, Google Meet Professional) üzerinden gerçekleştirilir.
Böylece görüşme içerikleri gizli kalır ve dış müdahalelere kapalı olur. -
Danışan Ortamı:
Online terapi sırasında danışanın bulunduğu ortamın sessiz, rahat ve kimsenin duymayacağı bir yer olması önerilir.
Bu, duygusal güvenliği artırır ve terapinin derinleşmesini sağlar. -
Veri Gizliliği:
Seans notları veya görüşme kayıtları yalnızca terapistin güvenli sisteminde tutulur.
Kişisel veriler hiçbir şekilde üçüncü kişilerle paylaşılmaz.
Girne psikolog Onur Aydın, tüm bu güvenlik standartlarını eksiksiz biçimde uygulayarak danışanlarının teleterapi sürecinde kendilerini tamamen güvende hissetmelerini sağlar.
🌱 Teleterapinin Getirdiği Psikolojik Rahatlık
Teleterapi, yalnızca bir teknolojik kolaylık değil, aynı zamanda psikolojik konfor sunan bir yaklaşımdır.
Ev ortamında terapiye katılmak, bazı danışanlar için duygusal olarak daha rahat hissetmeyi sağlar.
Bu sayede, kişinin iç dünyasına odaklanması kolaylaşır ve terapi süreci daha verimli hale gelir.
Girne psikolog Onur Aydın’a göre teleterapi, “bireyin mahremiyet alanında, güven duygusunu bozmadan terapötik etkileşimi sürdürmenin en modern yolu”dur.
🔒 Teleterapide Mahremiyetin Önemi
Teleterapi, danışan ile terapistin güven ilişkisi üzerine kurulu bir süreçtir.
Bu süreçte birey, en derin duygularını, düşüncelerini ve bazen kimseyle paylaşamadığı yaşantılarını terapistine açar.
Dolayısıyla mahremiyet, sadece teknik bir gereklilik değil, terapötik ilişkinin kalbidir.
Yüz yüze terapilerde bu güven, kapalı bir odada ve fiziksel sınırlar içinde sağlanırken; online terapi ile birlikte bu hassas alan dijital dünyaya taşınmıştır.
Bu durum, gizlilik ve etik konularında hem terapist hem de danışan için yeni sorumluluklar doğurur.
Girne psikolog Onur Aydın, dijital ortamda yürütülen her terapinin, aynı yüz yüze seanslarda olduğu gibi yüksek etik standartlar ve gizlilik ilkeleri çerçevesinde gerçekleşmesi gerektiğini vurgular.
🔹 1. Güvenli Platform Kullanımı
Teleterapi sürecinde kullanılan platformun güvenliği, mahremiyetin ilk adımıdır.
Terapist ve danışan arasındaki iletişim uçtan uca şifrelenmeli, üçüncü kişiler tarafından erişilememelidir.
Bu nedenle Girne psikolog Onur Aydın, yalnızca sağlık verileri için özel olarak geliştirilen profesyonel platformları tercih eder.
Örnek olarak HIPAA (Health Insurance Portability and Accountability Act) uyumlu sistemler, verilerin gizliliğini ve bütünlüğünü korumak üzere tasarlanmıştır.
Bu sayede ses, görüntü ve metin tabanlı tüm iletişim, dış erişim riskine karşı güvence altına alınır.
Ayrıca, kullanılan cihazların güncel antivirüs yazılımlarıyla korunması, güçlü şifrelerle güvence altına alınması da önemlidir.
Bu teknik detaylar, danışanın kişisel bilgilerinin gizliliğini koruyan görünmez bir kalkan görevi görür.
🔹 2. Ortam Gizliliği ve Danışan Güvenliği
Teleterapi, danışanın kendini güvende hissettiği bir ortamda yapıldığında en etkili sonuçları verir.
Bu nedenle görüşme sırasında, danışanın kimsenin duymayacağı sessiz bir alanda bulunması son derece önemlidir.
Bazen bu alan, evin sessiz bir odası olabilir; bazen de bir araçta veya özel bir ofis köşesinde sağlanabilir.
Önemli olan, danışanın kendini yargılanmadan ve kesintisiz biçimde ifade edebilmesidir.
Girne psikolog Onur Aydın, teleterapi öncesinde danışanlarına ortam düzenlemesi konusunda rehberlik eder:
kulaklık kullanımı, kapıların kapalı olması ve dış etkenlerin en aza indirilmesi gibi küçük önlemler, terapinin verimliliğini büyük oranda artırır.
Unutulmamalıdır ki, mahremiyet sadece gizliliği değil, danışanın “içsel güven” hissini de kapsar.
Kişi, güvenli bir ortamda olduğunu hissettiğinde duygularını daha özgürce paylaşabilir.
🔹 3. Veri Güvenliği ve Bilgi Saklama Etiği
Online terapi sırasında alınan notlar, yazışmalar veya seans kayıtları gibi dijital veriler özel önem taşır.
Bu veriler, yalnızca terapistin erişebileceği şifreli sunucularda veya güvenli veri yönetim sistemlerinde saklanmalıdır.
Açık e-posta gönderimleri, kayıtsız platformlar veya kişisel bulut depoları bu tür hassas bilgiler için kesinlikle uygun değildir.
Girne psikolog Onur Aydın, her danışanına ait bilgileri veri koruma yasalarına ve etik kurallara uygun biçimde arşivler.
Tüm seans içerikleri gizli kalır; üçüncü kişilerle paylaşılmaz ve danışanın izni olmadan hiçbir şekilde açıklanmaz.
Bu yaklaşım, sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda terapötik ilişkinin güven temelinin en güçlü ifadesidir.
💬 Mahremiyetin Terapi Sürecine Etkisi
Online terapi, yalnızca mekânsal bir kolaylık değil, aynı zamanda duygusal güvenin yeniden tanımlandığı bir alandır.
Danışan, dijital ortamda dahi kendini yeterince güvende hissettiğinde, duygularını bastırmadan ifade edebilir.
Bu da terapinin derinliğini ve etkinliğini artırır.
Girne psikolog Onur Aydın, mahremiyetin yalnızca gizliliği değil, aynı zamanda “saygı” ve “empati”yi de kapsadığını vurgular.
Bu anlayışla yürütülen teleterapi seansları, danışanın içsel dünyasında güvenli bir alan inşa eder.
🧩 Gerçek Bir Örnek: Güvenli Teleterapi Süreci
32 yaşındaki Ayşe, yoğun iş temposu nedeniyle yüz yüze terapiye düzenli olarak katılamıyordu.
Stres, tükenmişlik ve kaygı belirtileri artmaya başladığında, online terapi seçeneğini araştırdı.
Zaman esnekliği ve gizlilik avantajı nedeniyle Girne psikolog Onur Aydın ile online seanslara başlamaya karar verdi.
İlk görüşmede, güvenli bir terapi süreci için gerekli tüm bilgiler paylaşıldı:
-
Seansların uçtan uca şifreli platformlar üzerinden yapılacağı,
-
Ayşe’nin sessiz, kimsenin duymayacağı bir ortam seçmesinin önemli olduğu,
-
Görüşmelerin asla kaydedilmeyeceği açıklandı.
Bu açık iletişim ve profesyonel yaklaşım sayesinde Ayşe, kısa sürede kendini rahat hissetti.
Teleterapi süreci ilerledikçe, yaşadığı kaygı ve kontrol zorluklarında belirgin bir azalma gözlemlendi.
Kendini ifade etme becerisi gelişti, stres yönetimi konusunda farkındalığı arttı.
Girne psikolog Onur Aydın, Ayşe’nin sürecinde hem bilişsel davranışçı terapi (BDT) tekniklerini hem de farkındalık temelli egzersizleri teleterapi aracılığıyla uyguladı.
Bu sayede danışan, yüz yüze terapideki etkiyi dijital ortamda da deneyimleyebildi.
💬 “Teleterapi sayesinde kendime zaman ayırabildim, artık gün içinde kontrol edemediğim kaygılarla başa çıkabiliyorum.” — Ayşe, 32 yaşında
🌿 Sonuç: Teleterapide Güvenle İyileşin
Teleterapi, günümüzün yoğun tempolu yaşamına uygun, esnek ve güvenilir bir terapi yöntemidir.
İş yoğunluğu, mesafe ya da sağlık nedenleriyle yüz yüze görüşemeyen danışanlar için güçlü bir alternatiftir.
Ancak bu yöntemde başarının anahtarı, mahremiyet, etik ilkeler ve profesyonel iletişimdir.
Girne psikolog Onur Aydın, her teleterapi seansında danışan gizliliğini korumayı, etik standartları sürdürmeyi ve güvenli bir çevrimiçi alan oluşturmayı temel ilke olarak benimser.
Bu sayede danışanlar, evlerinin konforunda, tamamen güvenli bir şekilde içsel farkındalıklarını artırabilirler.
Teleterapi sürecinde kullanılan platformlar uluslararası güvenlik standartlarına uygundur.
Veriler korunur, görüşme kayıtları saklanmaz ve gizlilik ilkeleri her zaman ön plandadır.
Bu yapı, danışanın kendini ifade etme özgürlüğünü güçlendirir.
🌱 Online terapi, yalnızca bir iletişim biçimi değil — aynı zamanda güven, etik ve profesyonellik üzerine kurulu bir terapi kültürüdür.
📍 Girne, Kıbrıs – Psikolog Onur Aydın
💻 Teleterapi: Güven, Mahremiyet ve Etik İlkelerle Online Terapi
📅 Online randevu almak için hemen iletişime geçin ve zihinsel iyileşme yolculuğunuza ilk adımı atın.


